Pozitif Psikoloji
Dünyada bunca felaket varken, bir sürü insan açlık ve savaşla cebelleşiyorken, gündelik hayatın alışılmış zorlukları bile hepimize ağır geliyorken psikolojimizi tanımlıyacak en son sıfatlardan birisinin ‘pozitif’ olduğunu düşünebilirsiniz. Haklısınız. Psikolojimiz bu şartlar altında çoğu zaman pozitif olmayı başaramayabilir, ama bilimsel bir disiplin olarak Pozitif Psikoloji, zorlukla dolu yaşantımızı bireysel ve toplumsal bazda iyileştirebilecek geçerliliği kanıtlanmış methodlar sunar. Peki bunu nasıl yapar? Bu methodların bir kısmının yer aldığı çalışma alanları kısmına göz atmadan önce, adı üzerinde olmayan ve aslında sanıldığı gibi negatifi yadsımayan Pozitif Psikoloji’nin ne olduğunu ve ne olmadığını iyi tanımlamamızda ve aşağıdaki soruların yanıtlarını okumamızda yarar var.
Nereden çıktı bu “Pozitif Psikoloji”?
İkinci Dünya savaşının yarattığı manevi tahribatın ardından psikoloji bilimi üç temel hedef üzerine odaklanmıştı:
-
Ruhsal hastalıkları tedavi etmek
-
Toplumun daha üretken ve tatmin eden bir hayat sürmesini sağlamak
-
Üstün yetenekli kimseleri belirlemek ve bu kişilerin yeteneklerini geliştirmelerini sağlamak
Fakat zamanla psikoloji bu üç önceliğini birinci hedefe indirgedi ve davranış bozukluklarına çözümler üretmek psikolojinin biricik amacı haline geldi. 1950’li yıllarda ise humanizm akımının öncülerinden Carl Rogers, Erich Fromm, Abraham Maslow psikolojinin odak noktasından çıkardığı diğer iki alana yöneldiler. Böylelikle yüzyıllardır felsefi tartışmaların bel kemiğini oluşturan mutluluk ve insan doğasının olumlu yönleri gibi kavramlar bilimsel çalışmalara konu olmaya başladı. 1998 yılında ise Amerikan Psikoloji Derneği’nin başkanı olan Martin Seligman humanistik yaklaşımın temellerini attığı ve “mutluluk bilimi” olarak da adlandırılan bu disiplini “Pozitif Psikoloji” olarak psikoloji dünyasına sundu.
Pozitif Psikoloji Nedir?
2006 yılında Harvard Üniversitesi’nde en çok öğrenci tarafından takip edilen ders olan “Pozitif Psikoloji” dersinin hocası olan Dr.Tal Ben Shahar “Mükemmeli Aramak” isimli kitabında ve pozitif psikolojinin en kapsamlı ve açıklayıcı tanımlarından birisini yapmıştır:
“İnsanın hayatı işlevlerini en iyi şekilde yerine getirecek şekilde yaşamasına katkıda bulunmaya yönelik bilimsel çalışmaların tümü olarak tanımlanabilecek Pozitif Psikoloji, bireylerin ve toplumların başarılı olmalarını sağlayacak etkenleri belirleyip geliştirmeyi hedefler.”
Pozitif Psikoloji Manifestosu'nda da yer alan bu akademik tanımın ilk bölümü pozitif psikolojinin misyonunu net bir şekilde açıklamış olsa da, kafalardaki önemli bir sorunun cevabını kapsamaz: “Neden Pozitif?”
Neden “Pozitif”?
Michigan Üniversitesi profesörlerinden Christopher Peterson pozitif psikolojinin hayatı yaşamaya değer kılan unsurları incelediğini ve bunu yaparken de güçlü yanlarımız kadar zayıf taraflarımıza ağırlık verdiğini, iyiyi geliştirirken, kötüyü de onarmaya çalıştığını, ruhsal rahatsızlığı olmayan kimseler kadar psikolojik bir hastalığı olan kimselere hizmet vermeye amaçladığını söyler. Öyleyse bu pozitiflik hali nereden geliyor? Madem pozitif psikoloji olumlu ve olumsuza eşit uzaklıkta duruyor, o halde neden adı “pozitif?”
Yukarıda Harvard Üniversitesi’nden Shahar’ın yapmış olduğu pozitif psikoloji tanımının ikinci kısmı pozitif psikolojinin pozitif sıfatını alma nedenini şöyle açıklıyor:
“Pozitif Psikoloji hareketi, araştırma psikologlarını eskiden olduğu gibi psikolojik hastalıklar ve ruhsal bozukluklar üzerine eğilmek yerine, insanın psikolojik olarak sağlıklı kalmasını sağlayan etkenler üzerine odaklanmaya teşvik eden bir düşünce akımıdır.”
Açıkça görülüyor ki, pozitif psikoloji sadece olumluyu kucaklamıyor, bilakis psikolojinin genel “problem-odaklı” bakış açısına kolayca eklemlenebilecek olan tamamlayıcı bir dal olarak ortaya çıkıyor. Bu anlamda pozitif psikoloji, depresyonda olmamanın hayattan keyif almayla eş tutulamayacağını, ruhsal hastalıklar kadar psikolojik iyi oluş halinin de psikoloji biliminin araştırma konuları arasında olması gerektiğinin altını çiziyor. Pozitif psikolojinin onlarca yıldır mutluluk, iyimserlik, farkındalık, karekterlerin güçlü yanları, olumlu düşünme,umut, psikolojik dayanıklılık, yaşam kalitesi, travma sonrası gelişim gibi konular hakkında sürdürmüş olduğu yüzlerce bilimsel araştırmanın sonuçları ise günlük hayata entegre edilebilecek bir dizi pozitif psikoloji uygulamasını içeriyor.
Pozitif Psikoloji Ne Değildir?
Humanistik psikoloji alt yapısını da sayarsak, 64 yılı aşkın geçmişi ile pozitif psikoloji , psikoloji biliminin felsefi tartışmaları en çok konu alan alt dallarından birisidir. Bir alanın bilimsel sayılabilmesi için ise teoriler üretmesi ve bunu kanıtlaması gerekir. Bu anlamda pozitif psikolojiyi, çoğunluğu bilimsel açıdan temellendirilemeyecek olan yeni çağ akımlarıyla bir tutmak büyük bir yanılsamadır. Zira sadece “Google Akademik” arama motorunda “positive psychology”(pozitif psikoloji) ismi ile yapılan basit bir tarama bile, pozitif psikoloji alanında şu ana kadar yapılmış olan yaklaşık 2.560.000 bilimsel araştırmanın olduğu sonucunu vermektedir. Bu veri, isminin yaratmış olduğu ilk intibanın aksine, pozitif psikolojinin herhangi bilimsel bir dayanağı bulunmayan kişisel gelişim yaklaşımlarından farklı bir disiplin olduğunu ortaya koymaktadır.
Referanslar
Shahar, T. (2012) Mükemmeli Aramak, Mutluluğun Önündeki Duvar. Sayfa, 11. Elma Yayınları, İstanbul.
http://www.positivepsychology.org/
http://psychology.about.com/od/branchesofpsycholog1/a/positive-psychology.html
Pozitif Psikolojinin kurucusu Martin Seligman'ın pozitif psikolojiye ilişkin Türkçe altyazılı konuşması
Pozitif psikolojinin ne olduğunu ve olmadığını eğlenceli bir dille anlatan bir animasyon