Özür dilerim.
Hem de çok.
Bu sayede o kadar çok şey kazanırım ki. Bunların neler olduğuna geçmeden önce yakın zamanda başımdan geçmiş bir olaydan bahsetmek istiyorum.
İstanbul trafiğinin yoğunlukta tarih yazdığı bir gün Büyükdere Caddesi'nde araba kullanıyorum. Herkes gibi ben de "geç kaldım!". Acele etmeliyim. Önümdeki araba akıllıca bir hamleyle birazdan sapmak istediğim yola kolayca giriyor. Ondan güç alıyorum. Ben de tam yola girecekken görüyorum ki aslında önümdeki araba kurallara aykırı bir biçimde karşı şeritten gelen arabaların yoluna girmiş. Dolayısıyla ben o durumda o kadar şanslı olamayıp karşı şeritten gelen bir arabayla burun buruna geliyorum.
Arabanın içindeki şoför bana ağız dolusu küfür ediyor ya da söyleniyor. Duymuyorum ama ağzını okuyabiliyorum. Uzaktan ona sessiz biçimde ağzımı oynatarak "özür dilerim" diyorum. Adam muhtemelen o tepkisine özür ile gelecek bir cevabı beklemediği için daha da hiddetleniyor. Yine özür diliyorum, ama anlamıyor. Sonra iki avucumu birleştirip beden dilimi kullanarak özür diliyorum ve bu esnada arabalarımız iyice yaklaşıyor. Yanımdan geçerken hızını alamayıp camı açıyor, ben de açıyorum. Ama onun son darbeyi indirmesine izin vermeden, erken davranan ben oluyorum;
Ben: Sizden özür diledim ama duymadınız.
Adam: Yok, önemli değil kızım.
Birbirimize yol vererek ayrılıyoruz.
Kazançlı olan benim. Neden mi?
-Özür dileyerek çok tatsız bitebilecek bir olayı, karşımdaki insanın içindeki "iyi"nin çıkabileceği bir fırsata çevirme şansı yakaladığım için,
-"Ben haklıyım arkadaş!" diye durmadan direten egoma, " Haklı olduğun meseleler var ama şu an sakin ol şampiyon" diyerek onu beslemek yerine eğittiğim için,
-Özür dilemeye "ben değersizim" anlamını değil, "her insan gibi hata yapabilirim ve bunu telafi etmek için de yapmam gereken şey özür dilemektir" manasını yüklediğim ve bu durumu bile kendime anlayışlı olma fırsatı olarak gördüğüm için,
-Bir mükemmeliyetçi olarak bilmeden yaptığım hatalar sayesinde, kendime "insan olma şansı" tanıdığım için ben karlı çıkan taraf oldum.
Osho'nun şahane bir sözü sanırım bu durumun neden lehime sonuçlandığını çok güzel açıklıyor;
"İlk özür dileyen en cesurdur... İlk affeden en güçlü... İlk unutan en mutlu..."
Sevgiler,
aydan